Evlatlarınız mutsuz olduklarını, huzur bulamadıklarını, güvende hissedip rahatça doyamadıklarını söylediklerinde kapıyı mı gösterirsiniz? neler yapılabileceğine bakmaz mısınız hiç? ama aynı evde ama ayrı evde, her zaman iyiliklerini istemez misiniz? elbet vardır eskilerde gururunu evladından üstte tutup öfkelenenler, bugün de vardır elbet öylesi.
Ama iki evlat yetiştiren bir anne olarak, her gün bir sürü anneyle tanışan bir hekim olarak; artık anne baba olmanın çok daha bilinçli ve sevgi-saygı-ilgi temelli bir şeye evrildiğini de görüyorum. Kestirip atmalar, gönül koymalar, küsüp öyle yatmalar yerine çözüm aramalar, sarılıp sakinleştirmeler, uzunca konuşmalar geldi. İyi ki öyle oldu. Hiçbir evlat, dertleri görmezden gelinecek kadar kıymetsiz değil.
Ya bu vatanın evlatları? bu vatanın hekim evlatları? beğenmiyorlarsa gitmesinler; kalsınlar ve sorunlar nerelerde, nasıl çözümler bulunabilir, bu evlatların dertleri nedir; bilinmiyorsa bakılsın. Zaten biliniyorsa görmezden gelinmesin artık çünkü yıkmak kolaydır.
Peki ya yapmak?
Yapmak kolay değildir artık. O evlatlar; anne babalarının gözlerini kör ederek, ayaklarına kara sular inerek çalışmak pahasına okuttukları evlatlar belki. Belki onlar okusun diye üst üste çok makarna yendi bazı evlerde ve ayıp değil, bolluk içinde okutulanlar için de böyle bir hayatın devamı hayal edildi.
Hak etmiyorlar mı dersiniz?
Bütün meslekler kutsaldır ve herkes mesleğine sahip çıksın ama ben bugün burada kendi mesleğimden söz edeceğim elbette. Düşündüğünüzden çok daha zor olduğunu, çok daha fazla fedakarlık gerektirdiğini ve psikolojik açıdan da fiziksel açıdan da çok yıpratıcı olduğunu mutlaka söylemek isterim. Bunun karşılığı alınamıyorsa, koşullar iyileştirilemiyorsa bu, o evlatlardan çok bu vatanın derdidir.
Elinizi sallasanız ellisi yetişen hekimin ellisi yaşamayacak mı aynı şeyleri? Acil servislerde şiddete uğrayan, maaşı çalışma koşullarının altında kalan ve kendini değersiz hisseden o ellisi de gitmeyecek mi? yalnızca nankörlükle açıklayarak bunu, kandıracak mısınız kendinizi sahiden? ateş olmayan yerde kimse yanmıyor, bilin isterim.
Devletin hastaneleri, devletin güvencesidir. Milletin güvencesidir. Sağlık, vatan mücadelesi için de vatan ilerlemesi için de, dünyadaki her şeyden mühimdir.
Sağlık sektöründe yaşananları görmezden gelmek, inkar etmek, anlamaya çalışmamak büyül bedeller ödememize neden olur, sahiden göremiyor musunuz? sağlık hizmeti alabilmeniz için siyasetçilerden önce doğru siyasete ve hekimlere ihtiyacınız vardır. Bu konuda herkesin doğru adımların atılması için tek yürek olacağına yine de inanıyorum. Bu evlatları kaybedemeyiz. Vatana kan kaybettiremeyiz.
Pek kıymetli genç meslektaşlarım, hepinizle gurur duyuyorum. Gidenleri anlıyor, kalanlar için iyileştirme istiyorum.
Hekimlerle ilgili bir çift kelam edeyim...
Evlatlarınız mutsuz olduklarını, huzur bulamadıklarını, güvende hissedip rahatça doyamadıklarını söylediklerinde kapıyı mı gösterirsiniz? neler yapılabileceğine bakmaz mısınız hiç? ama aynı evde ama ayrı evde, her zaman iyiliklerini istemez misiniz? elbet vardır eskilerde gururunu evladından üstte tutup öfkelenenler, bugün de vardır elbet öylesi.
Ama iki evlat yetiştiren bir anne olarak, her gün bir sürü anneyle tanışan bir hekim olarak; artık anne baba olmanın çok daha bilinçli ve sevgi-saygı-ilgi temelli bir şeye evrildiğini de görüyorum. Kestirip atmalar, gönül koymalar, küsüp öyle yatmalar yerine çözüm aramalar, sarılıp sakinleştirmeler, uzunca konuşmalar geldi. İyi ki öyle oldu. Hiçbir evlat, dertleri görmezden gelinecek kadar kıymetsiz değil.
Ya bu vatanın evlatları? bu vatanın hekim evlatları? beğenmiyorlarsa gitmesinler; kalsınlar ve sorunlar nerelerde, nasıl çözümler bulunabilir, bu evlatların dertleri nedir; bilinmiyorsa bakılsın. Zaten biliniyorsa görmezden gelinmesin artık çünkü yıkmak kolaydır.
Peki ya yapmak?
Yapmak kolay değildir artık. O evlatlar; anne babalarının gözlerini kör ederek, ayaklarına kara sular inerek çalışmak pahasına okuttukları evlatlar belki. Belki onlar okusun diye üst üste çok makarna yendi bazı evlerde ve ayıp değil, bolluk içinde okutulanlar için de böyle bir hayatın devamı hayal edildi.
Hak etmiyorlar mı dersiniz?
Bütün meslekler kutsaldır ve herkes mesleğine sahip çıksın ama ben bugün burada kendi mesleğimden söz edeceğim elbette. Düşündüğünüzden çok daha zor olduğunu, çok daha fazla fedakarlık gerektirdiğini ve psikolojik açıdan da fiziksel açıdan da çok yıpratıcı olduğunu mutlaka söylemek isterim. Bunun karşılığı alınamıyorsa, koşullar iyileştirilemiyorsa bu, o evlatlardan çok bu vatanın derdidir.
Elinizi sallasanız ellisi yetişen hekimin ellisi yaşamayacak mı aynı şeyleri? Acil servislerde şiddete uğrayan, maaşı çalışma koşullarının altında kalan ve kendini değersiz hisseden o ellisi de gitmeyecek mi? yalnızca nankörlükle açıklayarak bunu, kandıracak mısınız kendinizi sahiden? ateş olmayan yerde kimse yanmıyor, bilin isterim.
Devletin hastaneleri, devletin güvencesidir. Milletin güvencesidir. Sağlık, vatan mücadelesi için de vatan ilerlemesi için de, dünyadaki her şeyden mühimdir.
Sağlık sektöründe yaşananları görmezden gelmek, inkar etmek, anlamaya çalışmamak büyül bedeller ödememize neden olur, sahiden göremiyor musunuz? sağlık hizmeti alabilmeniz için siyasetçilerden önce doğru siyasete ve hekimlere ihtiyacınız vardır. Bu konuda herkesin doğru adımların atılması için tek yürek olacağına yine de inanıyorum. Bu evlatları kaybedemeyiz. Vatana kan kaybettiremeyiz.
Pek kıymetli genç meslektaşlarım, hepinizle gurur duyuyorum. Gidenleri anlıyor, kalanlar için iyileştirme istiyorum.