İyi bir cinsel ilişki için öncelikle kişinin kendi içinde bir istek duyması, bu isteğinde bir partnere yönelmesi gerekir. Bu süreç multidisipliner bir olaydır.
Mesela kişinin mizacı, karakter ve kişilik yapısı, psikolojisi, bedensel, fiziksel ve biyolojik etmenler, içinde yaşadığı çevre ve kültürel etkenler belirleyici rol oynamaktadır. Cinsel isteksizlik tanımı hakkında bir çok bilim insanı farklı görüş sunmuştur.
Ama cinsel partner ile ilgili düşünce ve hisler, inançlar, sosyokültürel ve ekonomik durum, yaş, meslek, özgüven, deneyimler, sosyal ilişkiler, bu tanımı besleyen faktörlerdir. Bu nedenle de cinsel isteğin objektif kriterlerini belirlemek oldukça güçtür.
Kişinin karşı cinsle ilişkiye girme istek ve arzusudur. Partnerle cinsel ilişkiye girmeyi istemektedir. Partnere yönelik dikkatin olması, yazılı veya görsel erotik materyallere karşı ilgi, cinsel içerikli rüyalar veya fanteziler kurma, cinsel etkinlikle ilgili arzuların farkında olunmasıdır.Hatta cinselliğin azalmasına ilişkin hayal kırıklığını da kapsar. Görme, koklama, işitme, dokunma, tatma, düşünce ve tüm bu duygular cinsel isteği meydana getirir.
Azalmış cinsel istek, yeterli cinsel uyarı olmasına rağmen cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması veya hiç olmaması, cinsel arzu duyulmaması durumudur. Halk arasında "frijidite" ya da "cinsel soğukluk" da denir.
Cinsel İsteksizliğin Tipleri. Bunlar;
Cinsel isteksizlik, kadınlarda erkeklerden daha fazladır. Cinsel isteksizlik kadınların ortalama %33'ünde görülür. Oranlar yaşa bağlı olarak artmaktadır.
1- Fiziksel Faktörler: Genital organlarla ilgili bilgisizlik, karaciğer, böbrek ve kalp yetmezliği, tiroid hastalıkları, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gibi kronik hastalıklar, yaşlanma ve menopoz, cinsellikten uzun süre uzak kalmak, kullanılan bazı ilaçlar, alkol, Parkinson gibi sinirleri etkileyen problemler,rahmin ve yumurtalıkların alınması, hormonal düzensizlikler, lohusalık ve emzirme dönemleri, rahim ağzı enfeksiyonları, vajinal akıntılar, mantar ve diğer enfeksiyonları, yaşa bağlı hormonal yetersizlikten kaynaklanan kuruluk, ameliyat sonrası meydana gelmiş yapışıklıklar gibi cinsel hayatı etkileyecek jinekolojik rahatsızlıklar, ilişkide ağrı hissetmedir.
2- Psikolojik Faktörler: Stres, evlilikle ilgili problemler, vaginismus, çiftlerarası geçimsizlikler ve çatışmalar, homoseksüellik, beden şekli ile ilgili kaygılar, bıkkınlık, cinsel travmalar, taciz, tecavüz, ailede birinin ölümü, çocuk doğumu, ev değişikliği, ilişkiye gerekli özenin gösterilmemesi, cinsel ilişki ile bazı olumsuz hatıralar, ayıp, günah ve yasaklar, depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar Şöyle bir nedenlere baktığımızda, bir kısmı erkeklerin sebep olduğu, bir kısmı kadınların kendilerin, bir kısmı da çevre ile ilgili nedenlerdir. Nedenler arasında yalnızca %1'inde gerçekten fiziksel bir problem vardır.Geri kalan %99'luk kesimin problemi tamamen psikolojiktir.
Tedavi, sebebe yönelik faktörün öncelikle tespiti gerekir.Fiziksel bir sıkıntı varsa bu tedavi edilmeli, psikolojik etmen ise tanınmalıdır.Asıl tedavinin amacı eşler arasında uyumu oluşturmak ve aralarındaki bozulan iletişimi yeniden düzenlenmektir. Eğer eşlerden birinde cinsel istek azlığı varsa istek düzeyi arttırılmalıdır. Bazen de eşlerden birinde aşırı isteklilik ve talepler varsa dengeyi sağlamak adına bu istek ve talepleri azaltmak gerekmektyedir. Bu nedenledir ki tedaviye "çift" olarak çağrılır.