Zor günler geçirdik, hatta geçtiğimiz yılın yarısından çoğunu zor geçirdik. İçimiz kanadı, ellerimiz kollarımız bağlı, çaresizce ağladık, sızlandık. Elimizden geleni yaptık son bir kuvvet. Ama biliyorum ki bu coğrafya acılara alışık. Ben size alışkın olmadığımız bir şeyden söz etmek istiyorum. Ben size insan gibi yaşamaktan, yaşatılmaktan söz etmek istiyorum. Hayatın renklerinden...
Ben size insanların sağlık hizmetini tam ve kusursuz alabildiği bir dünyadan söz etmek istiyorum. Kötünün iyisine razı olmak zorunda kalmadıkları, hızlıca tedavi görebildikleri ve umutlandıkları bir dünya. Sağlıktan kıymetli ne var hayatta... Bunu herkes için hak gördüğümüz bir dünya...
Ben size tüm çocukların karınları tok sırtları pek, okul çantaları mutluluk dolu, okula gidebildikleri ve eşit eğitim hakkına sahip olabildikleri bir dünyadan söz etmek istiyorum. Mesleklerini, aç kalma kaygısı duymadan seçebildikleri ve gönüllü icra edebildikleri bir dünya.
Kadınların da hayata karışabildiği, güvenlik kaygısı olmadan diledikleri gibi yaşayabildikleri, diledikleri yaşta iş kadını, diledikleri yaşta çocuk, diledikleri yaşta kadın, diledikleri yaşta anne olabildikleri bir dünyadan söz etmek istiyorum. Erkeksiz de var olabildikleri ve ecelleriyle ölebildikleri bir dünya..
Kimsenin ekmek kavgasında telef olurcasına ölmediği bir dünyadan söz etmek istiyorum size. Sabah çıktıkları evlerine akşam dönebildikleri ve ekmeğin kararmadığı, giderek aydınlandığı, aslanın midesinden kurtulduğu bir dünya...
Sokakların hepimiz için güvenli olabildiği bir dünyadan söz etmek istiyorum. İdeolojilerimiz, cinsiyetlerimiz, kar toplarımız ölüm nedeni olmaksızın yaşayıp gidebildiğimiz ve birbirimizi sevgiyle tahammülle sarabildiğimiz bir dünya...
Sütün, ekmeğin, etin ve meyvenin her sofrada yeteri kadar bulunabildiği, vitaminin, mineralin her bedende hakkınca salınabildiği, yokluğun yoksulluğun temel ihtiyaçlardan sıyrılabildiği bir dünyadan söz etmek istiyorum. Barınabildikleri ve insanca sosyalleşebildikleri,okuyabildikleri, gezebildikleri, sorabildikleri, cevap alabildikleri bir dünya...
Ben size hayalimdeki dünyanın küçük bir resmini yapmak istedim. Ben size renkler vermek isterdim. Ama şimdilik renkleri tarif ettim. Siz de hayal edin ve sonra birlikte gerçekleştirelim. Çok isterim... Yaşadığımız yaşamak mı düşündüren anlar oluyor, yaşadığımızdan şüphe etmeyelim isterim... Çok mu şey istedim?
Çok mu şey istedim?
Zor günler geçirdik, hatta geçtiğimiz yılın yarısından çoğunu zor geçirdik. İçimiz kanadı, ellerimiz kollarımız bağlı, çaresizce ağladık, sızlandık. Elimizden geleni yaptık son bir kuvvet. Ama biliyorum ki bu coğrafya acılara alışık. Ben size alışkın olmadığımız bir şeyden söz etmek istiyorum. Ben size insan gibi yaşamaktan, yaşatılmaktan söz etmek istiyorum. Hayatın renklerinden...
Ben size insanların sağlık hizmetini tam ve kusursuz alabildiği bir dünyadan söz etmek istiyorum. Kötünün iyisine razı olmak zorunda kalmadıkları, hızlıca tedavi görebildikleri ve umutlandıkları bir dünya. Sağlıktan kıymetli ne var hayatta... Bunu herkes için hak gördüğümüz bir dünya...
Ben size tüm çocukların karınları tok sırtları pek, okul çantaları mutluluk dolu, okula gidebildikleri ve eşit eğitim hakkına sahip olabildikleri bir dünyadan söz etmek istiyorum. Mesleklerini, aç kalma kaygısı duymadan seçebildikleri ve gönüllü icra edebildikleri bir dünya.
Kadınların da hayata karışabildiği, güvenlik kaygısı olmadan diledikleri gibi yaşayabildikleri, diledikleri yaşta iş kadını, diledikleri yaşta çocuk, diledikleri yaşta kadın, diledikleri yaşta anne olabildikleri bir dünyadan söz etmek istiyorum. Erkeksiz de var olabildikleri ve ecelleriyle ölebildikleri bir dünya..
Kimsenin ekmek kavgasında telef olurcasına ölmediği bir dünyadan söz etmek istiyorum size. Sabah çıktıkları evlerine akşam dönebildikleri ve ekmeğin kararmadığı, giderek aydınlandığı, aslanın midesinden kurtulduğu bir dünya...
Sokakların hepimiz için güvenli olabildiği bir dünyadan söz etmek istiyorum. İdeolojilerimiz, cinsiyetlerimiz, kar toplarımız ölüm nedeni olmaksızın yaşayıp gidebildiğimiz ve birbirimizi sevgiyle tahammülle sarabildiğimiz bir dünya...
Sütün, ekmeğin, etin ve meyvenin her sofrada yeteri kadar bulunabildiği, vitaminin, mineralin her bedende hakkınca salınabildiği, yokluğun yoksulluğun temel ihtiyaçlardan sıyrılabildiği bir dünyadan söz etmek istiyorum. Barınabildikleri ve insanca sosyalleşebildikleri,okuyabildikleri, gezebildikleri, sorabildikleri, cevap alabildikleri bir dünya...
Ben size hayalimdeki dünyanın küçük bir resmini yapmak istedim. Ben size renkler vermek isterdim. Ama şimdilik renkleri tarif ettim. Siz de hayal edin ve sonra birlikte gerçekleştirelim. Çok isterim... Yaşadığımız yaşamak mı düşündüren anlar oluyor, yaşadığımızdan şüphe etmeyelim isterim... Çok mu şey istedim?