Cinsel İstismardan Çocuklar Kendilerini Nasıl Koruyacaklar?
Çocuklarımıza, bahsederken bile tüylerimizi diken diken eden bir şeyi nasıl anlatacağımıza, onlara kendilerini korumayı nasıl öğreteceğimize gelince;
Her şeyden önce onlara herkesin bedeninin kendisine özel olduğunu, anne, baba ve en yakın birkaç kişi dışında, örneğin bakımlarından sorumlu aile büyükleri ya da bakıcılar dışında hiç kimsenin bedenlerini görmek durumunda olmadığını anlatmalıyız. Kendi kendilerine giyinip soyunmayı, gelişim durumlarına bağlı olarak ne kadar erken öğrenirlerse o kadar iyi. Ayrıca tuvalet eğitiminin de 2 yaşı geçmemesinde fayda var. Bir süre kişisel temizliği için yardımımızı alsa dahi, okul çağıyla beraber tuvaleti yardımsız kullanabilecek durumda olmalı. Bu, yabancılardan yardım almasının da önünü kesecektir.
Yaptığımız en büyük hatalardan biri çocuklarımızı cinsiyetleriyle ilgili organlarından söz ederek ve hatta dokunarak sevmek. Kız çocuklarının cinsel bölgelerini elleyen kişi anne de olsa sağlıklı bir durum olmadığını bilmeliyiz. Ayrıca memelerini sıkarak ya da elleyerek sevmek de en yakını dahi olsak gelişimleri ve bedenleriyle barışmaları açısından son derece yanlış. Erkek çocuklarının cinsel organı maalesef toplumumuzda misafir gelen amcalara, teyzelere yapılan şovun bir parçası. Cinsel organı zorla gösterilen, buna teşvik edilen erkek çocuklar, ileride de kadın cinselliğinden utanırken hiçbir utanç duymayacak ve tüm yaptıklarıyla adeta övünecek, ne kadar çok kadınla birlikte olursa kendini o kadar iyi hissedecektir. İşin özü, çocukları severken anne ya da babaları dahi olsak bedenlerinin mahremiyetine saygı duymalı ve bu saygıyı onlara da öğretmeliyiz.
Dış tehlikelerden, istismardan, tacizden kaçınabilmeleri, kendilerini koruyabilmeleri adına çocuklarımızı bilgilendirirken büyük hassasiyet göstermemiz gerekiyor. Bunun nedeni, basit sevgi gösterilerini de taciz sayma ihtimalleri ve insanlardan kaçan, yabani davranışlar sergileyen, neredeyse kötü düşünceli çocuklar yetiştirme ihtimalimiz. Herkesten korkarak ve zamanla nefret ederek yetişmeleri, bu şekilde kaçınılmaz olur.
Tembihlemememiz gereken şey, klasik anne tembihi gibi görünse de özellikle son yıllarda pek çok açıdan son derece önemli olan ‘yabancıların elinden bir şey alma, yeme, içme’ dir. Yalnızca taciz konusunda değil, başka suçların zeminini oluşturabilecek şuur kaybı bu sayede yaratılabilmekte. Çocuğumuzun okulda ve çevresinde muhatap olması gereken herkesle tanışmamız en doğrusudur. Okul görevlileri, servis şoförü ve öğretmenlerle biz tanışırken çocuğumuzu da tanıştırmalı ve ona bu kişilerin nelerden sorumlu olduklarını anlatmamız gerekir. Çocuğumuza, bu kişiler dışında biriyle konuşması gerekmediği, eğer tanımadığı biri onunla iletişim kurmak isterse hemen en yakınımızdaki tanıdığımızla durumu paylaşması gerektiğini korku salmadan anlatmalıyız. Korku salmadan diyoruz çünkü bu ince bir çizgi. ‘Yabancı birini görürsen koşarak kaç’ demek yerine ‘ tanımadığın biri bir şey söyler ya da sorarsa öğretmenin, Ali Amcan ya da Ayşe Abla’na hemen seslen, sen tanımasan da onlar tanıyabilirler, kim olduğuna bir baksınlar. Tanımıyorsan konuşmana gerek yok.’ demek daha olumlu olacaktır.
Ayrıca en önemlisi, herhangi birinin mahrem diye belirttiğimiz bölgelerine dokunması halinde durumu öğretmenine, müdürüne, sınıf annesine, servis ablasına ve mutlaka bize söylemesini, bizim o kişiyi uyarabileceğimizi, çünkü yaptığının doğru olmadığını bilmesi gerektiğini anlatmalıyız.
Kişiye karşı güç kullanacağımızı, onu öldüreceğimizi, gününü göstereceğimizi söylemek çocuğun bizi olası olaylardan korumak için susması sonucunu doğurabilir. Bundan özellikle kaçınmalıyız.
Cinsel İstismardan Çocuklar Kendilerini Nasıl Koruyacaklar?
Çocuklarımıza, bahsederken bile tüylerimizi diken diken eden bir şeyi nasıl anlatacağımıza, onlara kendilerini korumayı nasıl öğreteceğimize gelince;
Her şeyden önce onlara herkesin bedeninin kendisine özel olduğunu, anne, baba ve en yakın birkaç kişi dışında, örneğin bakımlarından sorumlu aile büyükleri ya da bakıcılar dışında hiç kimsenin bedenlerini görmek durumunda olmadığını anlatmalıyız. Kendi kendilerine giyinip soyunmayı, gelişim durumlarına bağlı olarak ne kadar erken öğrenirlerse o kadar iyi. Ayrıca tuvalet eğitiminin de 2 yaşı geçmemesinde fayda var. Bir süre kişisel temizliği için yardımımızı alsa dahi, okul çağıyla beraber tuvaleti yardımsız kullanabilecek durumda olmalı. Bu, yabancılardan yardım almasının da önünü kesecektir.
Yaptığımız en büyük hatalardan biri çocuklarımızı cinsiyetleriyle ilgili organlarından söz ederek ve hatta dokunarak sevmek. Kız çocuklarının cinsel bölgelerini elleyen kişi anne de olsa sağlıklı bir durum olmadığını bilmeliyiz. Ayrıca memelerini sıkarak ya da elleyerek sevmek de en yakını dahi olsak gelişimleri ve bedenleriyle barışmaları açısından son derece yanlış. Erkek çocuklarının cinsel organı maalesef toplumumuzda misafir gelen amcalara, teyzelere yapılan şovun bir parçası. Cinsel organı zorla gösterilen, buna teşvik edilen erkek çocuklar, ileride de kadın cinselliğinden utanırken hiçbir utanç duymayacak ve tüm yaptıklarıyla adeta övünecek, ne kadar çok kadınla birlikte olursa kendini o kadar iyi hissedecektir. İşin özü, çocukları severken anne ya da babaları dahi olsak bedenlerinin mahremiyetine saygı duymalı ve bu saygıyı onlara da öğretmeliyiz.
Dış tehlikelerden, istismardan, tacizden kaçınabilmeleri, kendilerini koruyabilmeleri adına çocuklarımızı bilgilendirirken büyük hassasiyet göstermemiz gerekiyor. Bunun nedeni, basit sevgi gösterilerini de taciz sayma ihtimalleri ve insanlardan kaçan, yabani davranışlar sergileyen, neredeyse kötü düşünceli çocuklar yetiştirme ihtimalimiz. Herkesten korkarak ve zamanla nefret ederek yetişmeleri, bu şekilde kaçınılmaz olur.
Tembihlemememiz gereken şey, klasik anne tembihi gibi görünse de özellikle son yıllarda pek çok açıdan son derece önemli olan ‘yabancıların elinden bir şey alma, yeme, içme’ dir. Yalnızca taciz konusunda değil, başka suçların zeminini oluşturabilecek şuur kaybı bu sayede yaratılabilmekte. Çocuğumuzun okulda ve çevresinde muhatap olması gereken herkesle tanışmamız en doğrusudur. Okul görevlileri, servis şoförü ve öğretmenlerle biz tanışırken çocuğumuzu da tanıştırmalı ve ona bu kişilerin nelerden sorumlu olduklarını anlatmamız gerekir. Çocuğumuza, bu kişiler dışında biriyle konuşması gerekmediği, eğer tanımadığı biri onunla iletişim kurmak isterse hemen en yakınımızdaki tanıdığımızla durumu paylaşması gerektiğini korku salmadan anlatmalıyız. Korku salmadan diyoruz çünkü bu ince bir çizgi. ‘Yabancı birini görürsen koşarak kaç’ demek yerine ‘ tanımadığın biri bir şey söyler ya da sorarsa öğretmenin, Ali Amcan ya da Ayşe Abla’na hemen seslen, sen tanımasan da onlar tanıyabilirler, kim olduğuna bir baksınlar. Tanımıyorsan konuşmana gerek yok.’ demek daha olumlu olacaktır.
Ayrıca en önemlisi, herhangi birinin mahrem diye belirttiğimiz bölgelerine dokunması halinde durumu öğretmenine, müdürüne, sınıf annesine, servis ablasına ve mutlaka bize söylemesini, bizim o kişiyi uyarabileceğimizi, çünkü yaptığının doğru olmadığını bilmesi gerektiğini anlatmalıyız.
Kişiye karşı güç kullanacağımızı, onu öldüreceğimizi, gününü göstereceğimizi söylemek çocuğun bizi olası olaylardan korumak için susması sonucunu doğurabilir. Bundan özellikle kaçınmalıyız.